Ruhsal Travma, Ölüm, Kayıp ve Yas Üzerine
- Ebru Akkoyun
- 19 Eki 2022
- 2 dakikada okunur
Ruhsal travma, travmatik olayların ve yaşantıların yol açabildiği psikolojik yaralanmadır. Bu olaylar ve yaşantılar; günlük hayatta karşılaştığımız olaylar ve yaşantılardan daha zorlu, olağandışı ve şiddetlidir. Travmatik olayları (savaş, göç, şiddet, cinsel şiddet, patlama, deprem, sel vs.) birebir yaşamış olabiliriz, görmüş olabiliriz veya bir yakınlarımızın başına gelmiş olabilir. Yine bugünlerde ruhsal travmatik etkisi olabilecek günlerin içerisindeyiz. Toplumsal kayıplarda ruhsal travma, henüz yeni yaşanan Bartın Amasra’da meydana gelen maden patlaması gibi kitlesel bir olay henüz bitmediği için herhangi bir ruhsal travmadan bahsedemeyebiliriz. Bir şeyin travmatik deneyim olabilmesi için o olayın üzerinden zaman geçmesi gerekmekte. Bartın Amasra maden ocağı patlamasını travmatik deneyimleyen insanların olabileceği gibi travmatik bir yaşantı olarak deneyimlemeyen insanlar da olabilir. Travmatik deneyimin biricik olmasının yanı sıra her kayıp ve yas da ruhsal travmaya dönüşmek zorunda değildir. Henüz içinde olduğumuz için travmatik etkilerini bilemiyoruz. Fakat şu an için bildiğimiz bir şey var ki o da ölüm.

Ölüm, bir canlının yaşamının sona ermesidir. Bugünlerde kırk bir can kaybımız var. Ölüm, geri döndürülemeyecek bir kayıp demek ve kayıp karşısında verebileceğimiz en doğal tepkiye de yas deriz. Sevdiğimiz kişileri kaybetmek, zorunlu göç yaşamak, günlük alışkanlıklara erişememek, patlama sonucu gibi kayıplar bazı yoğun duygulara (yoğun öfke, çaresizlik, yalnızlık, terk edilmişlik vb.) yol açabilir. Olumsuz düşünceler ortaya çıkabilir ve bunu hayatı zorlaştıran davranışlar izleyebilir. Kayıp sonrası yaşanan bu doğal süreç aslında bir süreliğine iyileştiricidir. Genellikle, zaman içinde hayat normal akışına dönebilir.

Bu yas sürecinde bir takım tepkiler de gösterebiliriz.
Kaybı yaşanan durumu sürekli hatırlama, kayba inanamama, kendini suçlayıcı düşünceler, dikkat sorunları, bellek sorunları (unutkanlık), başkaları tarafından anlaşılmadığını düşünme vs. gibi zihinsel tepkiler,
Suçluluk, pişmanlık, öfke duyma, yalnızlık, karamsarlık, terkedilmişlik, umutsuzluk, değersizlik ve boşluk hisleri vs. gibi duygusal tepkiler,
Çabuk yorulma veya halsizlik, eklem ve kas ağrıları, gerginlik, tedirginlik, uyku sorunları vs gibi bedensel tepkiler,
Kayba ait anılardan kaçmak, görmek ve konuşmak istememek, uyku ve iştahta değişiklikler, hissizlik ve tepkisizlik hali, ilaç, alkol, sigara ya da uyuşturucu madde kullanma veya kullanım sıklığını/miktarını artırma isteği vs gibi davranışsal tepkiler görülebilir.
Ruhsal travma, ölüm, kayıp ve yas yaşamın kaçınılmaz bir parçası olmakla birlikte ihmallerin önüne geçildiğinde yaşamın parçaları çok daha az kayıp ve belki de ihmale bağlı kayıpların olmadığı bir dünyadan söz edebiliriz.
Kendimizi duymadığımızda ve görmediğimizde, başkaları tarafından duyulmadığımız ve görülmediğimizde, ihmal edildiğimizde; travmatize olma ihtimalimiz, kayıp ve yaslarımız ile mücadele edebilmemiz zorlaşabilir.
Comments